İbret Hikayeler

Bir zamanlar çok zengin bir adam, þöyle bir vasiyette bulunmuþ: "Öldügüm zaman beni defnetmeden önce þu eski çoraplarýmý ayagýma geçirin. Ben mutlaka bunlarla gömülmek istiyorum."
Vakti saati gelince bütün faniler gibi o zengin adam da vefat eder. Cenazesi yýkandýktan sonra evlatlarý, ellerinde bir çift eski çorapla hocanýn yanýna gelirler. Hoca efendi kendilerine maksatlarýný sorunca babalarýnýn vasiyetini hatýrlatýrlar. Cenazeyi yýkayan hoca efendi bütün ýsrarlara ragmen bu iste i kabul etmez. Babalarýnýn vasiyetini mutlaka yerine getirmek isteyen evlatlarý bu defa müftülügün yolunu tutarlar. Ancak cevap degiþmez: "Dinimizde böyle bir þeyin olmasý mümkün degildir."

Yapacak bir þeyleri olmadýgýný anlayan çocuklar, babalarýnýn bu önemli vasiyetinden ister istemez vazgeçmek zorunda kalýrlar. Cenazeyi kabre defnedip eve döndüklerinde komþularýndan biri elinde bir mektupla çýkagelir ve "Babanýz zamanýnda bana bir mektup býrakmýþtý. Bu mektubu siz kendisini defnettikten sonra size vermemi istemiþti" diyerek elindeki mektubu uzatýr. Ogullarý heyecan ve merakla babalarýndan gelen mektubu açýp okumaya baþlarlar: "Evlatlarým, gördügünüz gibi onca malýma ve zenginligime ragmen dünyadan bir çift eski çorap bile götüremedim. Kefenin cebi de yok. Onun için, ahirete gönderip ebedileþtirmek istedi iniz þeyleri vakit geçirmeden gönderin."

 

 

 

Bir kız sevmiştim..



Size göndereceğim bu yazıyı bazı gazetelere ve dergilerede gönderdim. Ama yayınlamadılar. Sizde yayınlamazsanız anlayabilirim. Sorun değil..

25 yaşında genç bir öğretmendim o sıralar. Karşıyakada tanıştığım bir kızla 2 aydır beraberdim. Adım Ahmet, 18 yaşındaki kız arkadaşımınki D...

Onun Diyarbakırlı benim Manisalı olmamın hiçbir sakıncası yoktu o zamanlar.

Bir gün D... "beni mutlaka istemeye gel. Yoksa bu hafta sonu amcamın oğluyla evlendirecekler beni. Zaten uzun zamandır tacize uğruyorum." dedi.

Bende sevdiğim kızı kaybetmemek için ertesi akşam annemi babamı ve kız kardeşimi alarak D...'yi istemeye gittim. Bu Diyarbakırlı aile bizi güzelce karşıladı. 8 kişinin yaşadığı bu evden daha önce 3 gelin çıkmış. Babam lafı konuya getirip kızlarını isteyince D...'nin babası bizden o zamanın parasıyla 10 milyar başlık parası istedi. Bir anda afalladık. İzmirde yaşayan bir aile kızlarını evlendirmek için para istiyordu. Üstelik Diyarbakırdan 10 sene önce İzmire yerleşmiş bu ailenin gecekondudan bozma 4 katlı binaları, 2 adet taksileri e plakaları, bir kahveleri, kira aldıkları bir dükkanları bir daireleri ve 1 özel arabaları vardı. Bizim ise oturduğumuz ev dahi kiraydı. Babam işçi emeklisi olduğundan küçük bir maaşı ve benim öğretmen maaşım ile geçiniyorduk. Kardeşim lise öğrencisiydi.

Bu istedikleri parayı veremiyeceğimizi söyleyince "bizde kızımızı vermeyiz" dediler ve yol gösterdiler.

D...'nin 18 yaşını doldurmasına 20 gün vardı. Aramızda yaşını doldurunca evlenmemiz konusunda anlaştık.

D... bu süre zarfında ailesini ve amcasının oğlunu oyalayacak; yaşı dolduğunda nikahlanacaktık. Nikahtan sonra ailesinin başlık parasında ısrarcı olmayacağını ve problemlerin çözüleceği inancındaydık.

Derken zamanı geldi ve aramızda nikahlandık. benim ailemde bu oldu bittiden hoşnut değildi. Nikahın ertesi D... ile kiraladağımız eve taşındık. D...'nin babası ertesi gün oğulları ve akrabalarıyla evimizi bastı, bizi dövdüler ve babası "sana 1 hafta müddet. Zam yaptık. Ya 20 milyar başlık parasını verirsin yada kızkardeşini verirsin. Ortanca oğluma alıcam onu" diyerek tehdit etti.

Ne yapacağımı şaşırmıştım. kız kardeşim henüz 16 yaşında bir lise öğrencisiydi. İstemediği biriyle nasıl evlenirdi? Üstelik evlenmek isteyen şerefsiz zaten evliydi. Ertesi gün D...'nin ağabeyleri ve erkek kardeşleri kardeşimin okuduğu lisenin önüne gelmişler ve kızkardeşimi kaçırmakla tehdit etmişler. Bu ailenin kural tanımazlığını görünce daha kötü sonuçların olmasını engellemek için kardeşimi bir müddet okulundan almak zorunda kaldım ve evden dışarı çıkmamasını söyledim. Ayrıca aynı gün polise başvurarak yaşadıklarımı anlattım.

Polis "Sizi çok iyi anlıyorum. Fakat bir eylem olmadığı için bizim kanunen yapabileceğimiz birşey yok. İsterseniz savcılığa başvurun ama şu duurmda bir sonuç alacağınızı sanmıyorum" dedi.

Bu kalabalık ve kanun tanımaz aileden tek kurtuluşumun istedikleri 20 milyarı vermek olduğunu anladım. Ama öğretmen maaşımdan başka gelirim yoktu. Ayrıca evim kira, eşyalarım taksitle alınmıştı.

Bana verdikleri müddetin bitimine 2 gün kala D...'nin babası telefon açtı ve 20 milyarı göndermemem halinde kız kardeşimi kaçıracaklarını söyledi.

Kan beynime sıçramıştı. Bu aileye karşı ne yapabilirdim. Kız kardeşimi kurtarmam için 30 milyarı bulmalıydım.

Eşimin ailesinin bu zorbalığı yüzünden eşime bir suçlama getirmiyordum. Onunda arada kalması ayrı bir üzüntü kaynağıyd elbet. O gece evde eşimle sigara üstüne sigara yakarken eşim "Ahmet. Sadece babam değil sende suçlusun. Hem para vermiyorsun hemde kardeşini vermiyorsun. Bizimkilerde sinirleniyorlar. Ne olur kardeşini ağabeyime versende olay tatlıya bağlansa" dedi. Çok şaşırdım. Bende "Kardeşimin evlilik yaşı henüz gelmedi, o daha öğrenci. Ayrıca istemediği biriyle hemde kuma olarak nasıl evlendirebilirim onu" dedim. "Sanki ben seni çokmu sevdim, istedim. O eşkiya amcamınoğlundan kurtulmak için senle evlendim" deyince ipler koptu. Valizini verdim eline, gönderdim babasının evine. Eş olarak aldğım kişinin zihniyeti o eşkiya ailesinden farklı değildi.

Ne yapacağımı şaşırmıştım. Kızlarını gönderdiğim için belki para istemekten vazgeçerler diye düşündüm. Ama düşük bir ihtimaldi bu. Bu eşkiyalardan kurtulmak için istedikleri 20 milyar haracı bulamayacağıma göre bunları öldürmekten başka çare yoktu. Ama bir kaçını öldürsem ne olacaktı ki? Ben hapishanedeyken 57 yaşındaki babam, 50 yaşındaki anamı, 16 yaşındaki kardeşimi bu ayılardan kim koruyacaktı? D...'nin anlattığı kadarıyla çoğu sabıkalı 5 amcası, 5 dayısı ve sayısını bilmediği kuzenleri vardı. Bu kalabalık, yasatanımaz, kanun tanımaz aşirete karşı benim annem babam ve az sayıdaki akrabam ne yapabilirlerdi? Biz devletimize, devletimizin koyduğu kanunlara saygılı, Allahtan korkan, kimseye zararı olmayan bir aileydik. Bunlar hiç bizden değildi. Aynı semtte şehirde değil aynı ülkede yaşamamız bile büyük talihsizlikti. Şu durumda tek çözüm istedikleri haracı vermekti. Fakat para yoktu.

1 saate kalmadı evime geldiler ve bana son ikazı yaptılar. Babası "kızı alsanda almasanda yarına kadar 20 milyarı vermediğin taktirde kız kardeşini kaçıracağız" dedi. Bende şartlarını kabul ettim ve son çare olarak bu parayı ne yapıp edip bulmaya karar verdim. Ailemi köye gönderdim. Arkadaşlarım, öğretmen çevrem ve amcamdan 8 milyar buldum. 5 milyar kadarda bankadan kredi alabildim. Kirada oturduğumuz evdeki ve babamın evindeki tüm eşyaları sattık ve 2 / 3 milyar eksiğiyle haracı D...'nin babasınateslim ettim. Kalanıda kısa zamanda vereceğimi bildirdim. Utanmazlar birde bana senet yaptılar kalan para için.

Allah yardım etti kalan parayıda 1 haftaya dek borç harç buldum ve teslim ettim. D...' dende hemen boşandım.

Aradan 2 yılı aşkın süre geçti. Şu anda ailem köyümüzde derme çatma bir evde oturyor. Çevreye borçlandığımız parayı ödemek için babam bu yaştan sonra tarlada işçilik yapıyor. Kız kardeşimin eğitimi sona erdi maalesef. Bende Kırklarelinde bir okulda öğretmenlik yapıyor, arttırdığım parayı borcumuzun ödenmesi için aileme yolluyorum. Allahıma her gün şükrediyorum. Bu eşkiyalardanm kurtulduğumuz için.

Bir aileye kız verir yada kız alırken ne kadar titiz ve seçici olunması gerektiğini bu acı tecrübe ile öğrenmiş oldum. Allah

 
Ozzinet Hizmetleri...
 
Tasarım
 
Tasarımı Beğendiniz Mi?

Alttaki Yorum Kutucuğuna Yazın...
 
 
Bugün 40 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol